Ana içeriğe atla

Sanatçılar, Aydınlar ve Siyaset


Bu hafta gündeme Reis-i Cumhurumuz eşliğinde Hatay'a ziyarete giden sanatçılar oturdu. Malum ülke gündemi uzay zaman düzlemini büküyor. Bir yandan ilk Nükleer  santralimiz Ak Kuyu Nükleer santralinin temel atma töreni, bir yanda ise "Tel Rıfat ne olacak, girilecek mi? Rusya'yla farklı bir yöntem mi bulunacak?" konuları konuşulurken. Bir anda kendimizi; kim sanatçı, kim sanatçı değilden, Cumhurbaşkanının kamuflaj giymesine kadar yeni bir tartışmanın içerisinde bulduk.

Asker'e Moral Ziyaretine Gidilirken Nasıl Giyinilmeli?
"Sibel Can'ı kınıyorum! Ne demek iç çamaşırı giymeden, askere moral ziyaretine gitmek. Sen o askerin duşa girmek için ne kadar sıra beklediğini biliyor musun? Üstelik yanına da Cumhurbaşkanımızı almışsın, halkın ahlakı ile ancak bu kadar oynanabilirdi. Yazıklar olsun sana Sibel abla." Evet bu cümleleri benden duyamazsınız ama, ben bu ve buna benzer ifadeleri durmadan bir yerlerde okuyorum. hala bu konuları aşamamız belki de üzerine en çok düşünülmesi gereken konu. Bizim ülkemizin insanı kadar; sıkışmış, ne yapacağını bilemeyen bir halk daha yoktur. Örtsen problem, açsan problem. bırakınız efendim bu işleri. Sibel  hanımın kendi bileceği iş, bunları boy boy  fotoğraflar eşliğinde tartışmanın kimseye bir hayrı yok. Olamazda...



Senin Sanatçın Sana, Benim Sanatçım Bana
Maşallah ülkemizin bölünmediği hiç bir konu yok. Siyaset, İş dünyası, spor dünyası derken şimdi de
geldik; sanatçılarımızın kutuplaşmasına. Kimin sanatçı olup olmadığına da artık ürettikleri eserlerle değil. Siyasi olarak nerede durduğuyla karar vermeye başladık. Ben pek haz etmesem de bu ülkede bir İbrahim Tatlıses gerçeği var. "Sanatçı Muhalif olmalı, İbrahim Tatlıses artık benim için sanatçı değil." yada "x sanatçının orada ne işi var. o zaten sanatçı bile değil." gibi cümleleri çokça duyduğumuz şu günlere bir türlü anlam veremiyorum. Siyasetin sanatımızı ve sanatçımızı bu şekilde içine çekmesi, bana Arda Turan'ın adamlık sürecini hatırlatıyor. Bıkmadık kendimizin olanı allayıp pullamaya. Bir de utanmadan, bazılarını karşımızda konumlandırmaya. Böyle bir ortamda üretilen sanatın sanat olma ihtimali nedir?
En Aydın Benim, En Aydın Biziz, Biz Aydınız Demiş miydik?
Bu aydınlık garip bir şey, ortaya bir çizgi çekiyorsun. O çizginin etrafına bazı ilkeler yazıyorsun. Çizginin bu tarafında kalanlar aydın oluyor. Karşı tarafta kalanlar ise; karanlık, çağ dışı, ilkel. Peki bu yaklaşım ne kadar ilkel? Bizim ülkemiz kadar aydın olmanın kolay ve zor olduğu bir ülke daha yoktur. Sanatçılar, Aydınlar ve Siyaset yeni üç bilinenli denklemimiz, içinden çıkabilmek için tek ihtiyacımız olan birbirimize olan sevgimiz ise henüz bu diyarlara uğramıyor. Bu gidişle uğrayacak gibi de durmuyor.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstanbul'un Yeni Sefiri Binali Yıldırım mı Olacak?

Sizce Binali Yıldırım İstanbul Belediye Başkan Adayı Olur mu? İlk olarak basit bir konudan başlamak istedim ki, "ulan adam daha ilk dakikada çuvalladı." demeyesiniz, diyemeyeseniz. İnternet alemi dandiktir, acımasızdır, ilkeldir, kalleştir. Ne olacağı belirsizdir. Hepinizin malumu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kaybetmeyi hiç sevmeyen, her zaman kazanmak isteyen, tuttuğunu koparan bir şahsiyet. Referandumda İstanbulda Hayır çıkması kendisini son derece etkiledi. Bu nedenle ve damadının Fetö ile ilişkilendirlemesi nedeniyle Kadir Topbaşı istifaya zorladı. Onun yerine Mevlüt Uysal'ı getirdi. Lakin hal böyleyken Mevlüt Uysal da "Metroyu bize oy veren yerlere götüreceğiz" çıkışıyla büyük tepki topladı. Anketlere bakınca istanbulda hala Ak Parti Chp'den 3-5 puan arası önde gösteriyor ama bu Tayyip Bey'e yetmez. Kendisinin çok önem verdiği 2019 Başkanlık Seçimlerinden önce, İstanbulu kaybetme ihtimalini bile düşünmek istemediğinden hepimiz hemfikiri

Türkiye'nin Ugandalı Çocuklara Yaptığı Yardımdan Görüntüler

Ülkemizle gurur duydum. O çocukların sevinçleri, hiç bir şeye değişilmez. Sadece Uganda değil Afrikada fakirlikten kırılan bir çok devlet var ve o devletlerin halkları biz Türklere minnettar. Yaşı yetenler Somalide açlıktan ve susuzluktan ölen çocukları iyi bilir. Şimdi o çocuklar hala tıka basa doymasa bile ölüme terk edilmiş durumda değil. Tüm bunların arkasında çok güçlü bir irade var. Türkiye 2017 yılında 6.3 milyar dolar yardım yapan Abd'nin ardında 6 milyar dolar yardımla ikinci sırada. Abd'nin 2014 yılı Gsyh'sı 18 trilyon dolar ABD'yi yaklaşık 10,3 trilyon dolarlık GSYH ile Çin, 4,6 trilyon dolarlık GSYH ile Japonya, 3,9 trilyon dolarlık GSYH ile Almanya ve 2,9 trilyon dolarlık GSYH ile Birleşik Krallık takip ediyor. Ekonomik büyüklükte, Fransa 2,8 trilyon dolarlık GSYH ile altıncı, Brezilya 2,3 trilyon dolarlık GSYH ile yedinci, İtalya 2,1 trilyon dolarlık GSYH ile sekizinci, Hindistan 2 trilyon dolarlık GSYH ile dokuzuncu, Rusya Federasyonu da yak